3 Aralık 2011 Cumartesi

Diyabet mekanizması

Glikozun kandan hücre içine geçmesini sağlayan ana hormon, insülindir. Aslında şeker hastalığında damar içindeki kanda şeker yüksekliği mevcut demekten ziyade, hücre içinde şeker azlığı veya şeker yokluğu vardır, demek daha doğru olacaktır. Bir başka ifadesi de “Varlık içinde yokluk çekmektir.”
Kan şekeri yükseldiğinde insülin salgılanır. Hücrelerin 2/3’ü yakıt kaynağı olan glikozu kandan almak için insülini kullanırlar. Ayrıca enerjiyi depolamak için ve gerekli diğer moleküllere dönüştürmek için de insüline ihtiyaç vardır. Kas ve yağ hücrelerinde görev almasına rağmen merkezi sinir sisteminde insüline ihtiyaç yoktur.
İnsülin, kas ve karaciğer hücrelerinde, glikozun glikojene dönüşümü için ana kontrol sinyalidir. 
Düşük kan şekeri, beta hücrelerinden insülin salgılanmasını azaltır ve glikojenden glikoz dönüşümü olur. İnsülin düzeyi düşük olduğu zaman normalde karaciğer hücreleri kana glikoz verirler. Bu da glukagon hormonu ile kontrol edilir. Karaciğerin glikozu kana vermesi, beslenme ve tedavide faydalandığımız veya düzelteceğimiz bir noktadır.
Yüksek insülin düzeyleri, anabolik etkilidir. Hücre büyümesi ve bölünmesi, protein sentezi ve yağ depolanmasını artırır.
İnsülin eksikliği ise katabolik etkilere neden olur. Protein sentezi bozulur ve asidoz olur.
İdrarda glikozun artması, ozmotik basıncı artırır ve idrar miktarını artırarak su kaybına neden olur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder