3 Aralık 2011 Cumartesi

Hamilelik diyabetinde idare

Önce beslenme planı düzenlenir. 
İdeal kilosu başına 25-35 kcal, % 40-55 karbonhidrat, % 20 protein ve % 25-40 yağ şeklinde planlanır. Kalori 3 ana ve 3 ara öğün şekinde verilir. Tedavinin amacı kilo kaybettirmek değil, açlık ve yemek sonrası kan şekeri yüksekliğini önlemektir. Açlık kan şekeri 90-100 veya 1. saatte 130 veya 2. saatte 105 mg/dl’yi aşarsa, insülin tedavisi düşünülmelidir. 
Benim burada değişik bir yaklaşımım daha var. Tabi ki kan şekeri bu değerlerin üzerinde ise insülin tedavisi ön planda düşünülmelidir. Ancak ben, fetusun gelişimini esas alıyorum. Bunun için gerekirse diyet veya diyet önerilen durumlarda bazen insülin önerebiliyorum.
Anne karnında bebeğin ağırlığını sağlayan ana hormon insülindir. Yani fetusun anne karnında iken büyümesini sağlayan insülin hormonu fazlalığı veya azlığını dolaylı yoldan anlayabiliriz. Fetusun gelişimi, beklenen normal gelişiminin üzerinde ise kan şekeri yüksek bile olsa, insülin vermeden kalori kısıtlaması hem anne, hem de fetus sağlığı için gereklidir. Oysa fetus ağırlığı azsa, annenin şekeri ne kadar düşük olursa olsun ve diyetle kontrol edilsin, mutlaka insülin vermek ve alınan kalori miktarını artırmak gerekir. Bugüne kadar burada yapılan yanlışlığa bağlı pekçok düşük gördüm. Zira sadece annenin kan şekerine odaklanılıyor. Diyet veriliyor, kan şekeri düşüyor ve bebek de düşüyor. Çünkü, fetus gelişemiyor. Oysa diyetle kan şekeri düzenlenebilse bile, insülin ile beraber fazla kalori vermek daha uygun olacaktır. Bu durumda fetus gelişimi normale dönüyor, kan şekeri düzeliyor ve beklenen sağlıklı doğum gerçekleşiyor. O nedenle insülin ve diyet tedavisinde kararı vermemi sağlayan ana nokta, fetusun ultrasonla ve bir kadın-doğum uzmanı ile beraber izlememdir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder