3 Aralık 2011 Cumartesi

Vitamin, mineral ve diğer mikrobesin gereksinimleri

Doğru yapıyorum zannıyla, en çok yanlışların yapıldığı konu, vitaminler hakkındadır. Serinin ikinci kitabı olan “Beslenmenin kırmızı kitabı-Siz yediklerinizsiniz-Mikrobesinler” adlı kitapta ayrıntılar mevcuttur. 
Diyabet hastaları, normal kişinin vitamin ve mineral gereksiniminin 2-3 kat daha fazlasına ihtiyaç duyarlar. Zaten bu gereksinim karşılanmadığı için kişilerin metabolizması bozulmakta ve bu da kan şekeri yüksekliği şeklinde kendisini göstermektedir. Bir başka deyişle kişilerde vitamin ve mineral eksikliği olmasaydı, diyabet olma olasılığı çok daha az olacaktı. O halde yapılacak olan, bu eksikliği tamamlamaktır. İşte tam bu noktada bir başka yanlış devreye girmektedir. Çoğu kişi, eğer alıyorsa, aldığı vitamin ve mineralleri başkasının aldıkları ile kıyaslamaktadır. Oysa o kişinin ihtiyaçları farklı olabilir. Doğru beslenme derken kastettiğimiz zaten budur. Sizin aldığınız normal, hatta başkasına göre fazla gibi gözüküyorken, gerçekte sizin için az olabilir. Eğer diyabet hastası iseniz zaten kesinlikle bu böyledir. Hatta siz diyabet hastası olmasanız bile, yakınlarınızda diyabet varsa, siz genetik olarak vitamin ve mineral eksikliklerine karşı daha duyarlı olabilirsiniz. Sonuçta aldığınızın 2 katı kadar vitamin almanız gerekecektir. Bu noktada, bir hata daha ortaya çıkmaktadır. Çoğu kişi sebze ve meyvelerde yeteri kadar vitamin, mineral ve mikrobesin aldığını düşünmektedir. Oysa lifler konusunda incelediğimiz gibi, gıdalarla yeteri kadar vitamin alma şansımız artık yoktur. Diyabet hastalarında alınması gereken vitamin ve mineral ihtiyacı daha fazladır. Bir de kalori kısıtlamasına gittiğinizde alınan mikrobesinler daha da azalmaktadır. Oysa sadece kalori kısıtlaması yapmak gerekiyordu. Mikrobesinleri azaltmak istemiyoruz ki, tersine artırmak istiyoruz. Diğer bir deyişle gıdalar ile aldığınız mikrobesin/kalori oranını artırmak istiyoruz. Bu oran sabit olduğu için, kaloriyi azaltırken istemesek de mikrobesinlerin alınımını da azaltıyoruz. Lifler konusunda gördük. En az 10 gram, hatta bazı durumlarda 20 gram lifi dışardan vermek durumunda kalmaktaydık.

Ne yapılması gerektiğine karar verdiniz mi?
Vitamin, mineral ve diğer mikrobesinler için dışardan takviye almanız gerekmektedir. Bu noktada bir kaç ön yargı daha ortaya çıkmaktadır ki, bunları serinin ikinci kitabında ayrıntılı olarak anlattım. Organik ve ekolojik besinlerden üretilen doğal vitaminleri tercih etmekte fayda vardır. Birçok kişi doğal vitamin kullanıyor ama bu vitaminler organik değil. Bir kısım insan ise sentetik vitamin kullanıyor ve sonuçta yarar görmeyebiliyor. Örnek olarak C vitamini alacaksanız “Her madde çevresiyle bütündür.” ilkesi uyarınca bioflavonoidlerden zengin C vitamini almak gerekir. Dozları çok önemli. Ayrıca vitaminlerin tek başlarına etkili olmalarını beklemek doğru değildir. Mutlaka diğer vitaminler ve mineraller ile beraber alınmaları gerekir. Çünkü bunların her biri, sistemin bir yerinde görevlidir. Bunun örneğini şöyle verebilirim. Bir bankanın kasasında değerli evraklarınız var ve onları gidip alacaksınız. Anahtarı da siz de var. Hadi gidip alın. Alamıyor musunuz? Neden? Banka mı kapalı? Peki banka açıldı. Şimdi alın. Gene alamıyorsunuz. Kasa dairesine giden kapının açılması gerekir. O kapı da açıldı, diyelim. En son sizin kasanızın bulunduğu odanın kapısının açılması gerekir. Bu kapı da açıldı ve kasanız karşınızda. İşte şimdi, sizin o ana kadar işe yaramayan anahtarınıza gerek duyuldu. İşte vitaminlerde de durum böyledir. İsterseniz bir sürpriz daha yapalım. Kasanızı açtınız. Kasanızın içine kilitli bir çanta koymuşsunuz. Eğer o anahtar yoksa bütün emekler boşuna gitti. Gene evraklarınızı alamadınız. Aldığınız vitamin boşa mı gitti? Öncesinde ve sonrasında başka vitaminleri de almanız gerekir. Yapılan çalışmaların sonuç vermemesi veya birbirine ters sonuç vermesinin nedeni budur. Bir vitaminle etkili olundu deniyorsa benim tepkim “tesadüfen” olduğudur. Sonuçta vitamin ve mineraller etkili veya etkisiz densin, tek kullanılan vitaminler ile sonuç alınmasını beklemem. Multivitamin preparatları fayda sağlayacaktır. Bunları bir temel olarak kabul ediyor ve üstüne her vitamini ayrı ayrı, kişinin ihtiyacına göre planlıyorum. Kişiler fazla tablet alıyor gibi gözüküyorlar. Benim çözümüm çok basit. Zaten bu tabletlerin içinde raf ömrünü uzatmak için kullanılan kimyasallar yok. Tatlandırıcı, reklendirici maddeler yok. Sebze ve meyvelerin özlerinden elde edilmiş maddeler olduklarından isteyenlere ezdiriyor ve yediği her kaşığın içine bir tablet özü koyuyorum. Sonuçta ne kadar fazla yediklerini ve ne kadar az tablet kullandıklarını görüyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder