3 Aralık 2011 Cumartesi

Tip 2 diyabet hastalığında idare

Şeker hastalığı kronik, hayat boyu devam eden ve ilerleyici vasıfta bir hastalık olarak kabul edilir. Tip 2 diyabet hastalığında hastanın idaresi yaşa göre değişir. Pankreas beta hücrelerinin harabiyeti, yaşla arttığından insülin üretimi azalır. Ayrıca yağsız doku kaybı olur ve insülin direnci artar. Karın içi yağ dokusu arttığından dokuların insüline duyarlılığı azalır. Hastalar yaşlandıkça tedavi amacı değişmeli ve bireyselleşmelidir. Sağlık durumu, beklenen yaşam süresi, hastanın uyumu ve hastalığın evresi ve ilave hastalıklar hesaba katılmalıdır. Bunun için de yapılanlar şu şekilde olmalıdır.

-Diyet değişiklikleri
-Egzersiz
-Uygun tedavi
-Eşlik eden diğer sorunların tedavisi (Sigara içmek, yüksek kolesterol, şişmanlık, yüksek kan basıncı vb.)
-Hasta ve yakınlarının eğitimi

Hastaları takip ederken açlık kan şekeri bize fayda sağlamaz. Hastalığın gidişatını belirlememize yarayacak şeker ölçümünün saati, öğle yemeğinden 3-4 saat sonra, saat 15.30-16.30 arasıdır. Açlık kan şekeri, karaciğerin glikozu kana vermesi ile ilgili bir durumdur. Hastalığın ilerleyen yıllarında glukoneogenez ve glikojenoliz bozulduğu için hastanın diyabet hastalığı ilerlese bile sabah açlık kan şekeri düzeyi düşük kalacaktır. Bu da hastayı ve doktoru yanıltacaktır. Ayrıca normalde hiç kimse hayatını 10-12 saatlik açlık ile geçirmemektedir. Zaten diyabet hastası 12 saati bırakın 4-5 saat aç kalsa veya az yese sorunların çoğu azalır. Oysa gün içinde insanlar, farkına bile varmadan devamlı atıştırmaktadırlar. Atıştırmasalar bile en geç 3-4 saatte bir bir şeyler yemek ihtiyacı duymaktadırlar. Dolayısı ile sabah açlık kan şekeri gerçek metabolizmayı yansıtmaktan uzaktır. Oysa öğleden sonra akşama doğru yapılan kan şekeri ölçümü metabolizmayı ve hastalığın gidişatını daha iyi yansıtacaktır. Ayrıca ilave olarak, 2-3 ayda bir yapılacak glikolize hemoglobin düzeyleri de iyi bir yol göstericidir.
Diyabet hastası bir çok parametre ile takip edilmelidir. Eşlik eden diğer hastalıkların durumu, böbrek ve karaciğer fonksiyonları vb. Bunları konunun içine almadığım için, gerekmiyor, diye düşünülmesin. Hastanın durumuna ve doktorun değerlendirmesine göre pek çok tetkik istenebilir. Tedavi başlangıcında ve özellikle insülin ile tedavi planlandığında günde bir kaç defa, aç ve tok, sabah-akşam, insülin öncesi kan şekerleri ölçümü yapılır. Kan şekeri düzenlendikçe şeker ölçüm sıklığı azalır. Takip ederken ve gidişatı belirlerken ise HbA1C ve tokluk kan şekeri önem kazanır. Yılda bir defa 24 saatlik idrar biriktirilerek böbrek fonksiyonları da değerlendirilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder